Kapadokya, spor ve eğlenceyi bir araya getiren etkinliklerden birine ev sahipliği yaptı. Muhteşem doğasıyla dikkat çeken mekanın en güzel vadilerinde gerçekleşen ‘RunFire Cappadocia’, yediden yetmişe pek çok kişiyi sporla buluşturdu…

Runfire Cappadocia: Uzunetap’ın organize ettiği, altı etapta gerçekleşen ve 260 km’lik parkuruyla en büyük outdoor spor organizasyonu olma özelliği taşıyan etkinlik. Uçhisar’da başlayan 260 km’lik bu zorlu rota, aynı noktada son buluyor. Koşu sırasında Güvercinlik Vadisi, Damsa Barajı, Yüksek Kilise, Güzelyurt, Ihlara Vadisi, Hasan Dağı, Tuz Gölü, Çavuşin, Ürgüp ve Göreme vadileri yer alıyor.

Bu ekip bizim ikinci ailemiz

Kaç yıldır koşuyorsunuz?

Tuğba Tetik: Aktif bir yarışmacı olarak olarak 1.5 yılı yeni doldurdum. Koşmak aslında birçok spor branşının içerisinde çeşitli şekillerde yer aldığı için tanışıklığımız çok eski. Bunun dışında koşunun birebir branş olarak kendisiyle tanışmamız eşimle birlikte oldu. Kendisi de bir ultra maraton koşucusu, aynı zamanda koşu antrenörü.

Sizi bu etkinliğe katılıp koşmaya iten asıl neden neydi?

T.T.: Cesaretimi perçinlemek, güçlenmek, rahatlamak, kimi zaman saçma sapan şeylerle haksızca yorulan beynimi, bedenimi, ruhumu dinlendirmek.

Her sene aynı ekiple mi katılıyorsunuz bu koşuya?

T. T.: Her sene RunFire ailemize yeni arkadaşlar ekliyoruz. Bu ekip bizim ikinci ailemiz.

Peki, bu uğraşınızla para kazanıyor musunuz?

T. T.: Bizler ultra maraton koşucularıyız. Dünyanın hiçbir yerinde bu branşta para ödülü bulamazsınız. Bizim ödülümüz koştuğumuz mesafeyi en iyi şekilde tamamlayabilmek.

Altı yıldır koşuyorum

Katıldığınız ilk koşuyu hatırlıyor musunuz?

Çağla Dole: İlk koşumu 45 dk içinde hem yürüyüp hem de koşarak tamamlamıştım. Antrenman esnasında çok zorlandığımı, bir daha yapmak istemediğimi söylediğimi hatırlıyorum. Ama bitirdikten sonra başarmış olmanın verdiği his inanılmaz.

Hayatınızda sporun yeri ne?

Ç. D.: Hayatım boyunca hep spor yaptım. Altı yıldır koşuyorum. Son üç yıldır triatlon yarışlarına katılmaya başladım. Runfire Kapadokya Ailesi’yle tanıştığımdan beri Runfire’da 4G yaptım, Likya’da 6G etaplarını bitirdim. Bu seneki etapların hepsine katılacağım. İki kere Ironman 70.3 mesafe yarışı tamamladım. Antrenman planlamam dahilinde triatlon, koşu ve yüzme yarışlarına katılmaya çalışıyorum. Bu sene ilk defa Paris’te 42.195 m maraton koştum.

Spor hayatınız özel yaşamınızı etkiliyor mu?

Ç. D.: 15 ve 11 yaşında iki oğlum var. Elimden geldiğince onların zamanından çalmadan antrenman yapmaya çalışıyorum. Onların benimle gurur duyduklarını biliyorum. Hatta birkaç yarışa benimle beraber geldiler. Yarış bitişinde beni beklediklerini bilmek bana güç veriyor. Ekim’de Antalya’da düzenlenecek Gloria Ironman Yarışı’na hep beraber gideceğiz

Spor benim çocukluk aşkımdı

Bu etkinliğe katılmanız konusunda size motive eden ana faktör neydi?

Seda Nur Çelik: Bu etkinliğe katılan ekipte bambaşka bir enerji var. Ama en önemlisi, kendimi kendim gibi hissedebildiğim, minimalist bir yaşam sürmek beni çok cezbetti. Bu etkinlikte herkes egodan yoksun. Kimliklerinizi ilk gün kapıdan girince bırakıyor ve mükemmel bir sinerjiyle zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Maraton koşucusu olmak size hayata dair neler katttı?

S. N. Ç.: Bu ekiple ilk olarak 2014 yılının en uzun günü Kıyıköy’de yapılan koşuda yer aldım. Daha sonra Runfire Capadoccia da dahil bütün yarışlarında ve organizasyonlarında yer aldım. Bu benim için müthiş bir deneyimdi ve aynı zamanda karakterimi besledi, beni daha güçlü ve hırslı biri yaptı. Bütün bu nedenlerden dolayı onlara minnettarım.

Okurlarımıza bir mesaj vermenizi istesek, ne söylersiniz?

S. N. Ç.: Mesleğime iki kat daha fazla tutkuyla bağlayım artık. Spor benim için kopamadığım, çocukluk aşkımdı. Yıllar içinde ona her ne kadar ihanet etsem, yüz çevirsem de o beni bırakmadı. Maddi kazançların dışında da var olan büyük bir devrim bu! Ben de devrimcisiyim bu aşkın. Hayallerimden öte başarılara, kazançlara, insanlara, dostluklara sahip oldum spor sayesinde.